Kitap Cevapları TIKLA
Soru Sor TIKLA

12. Sınıf İnkılap Tarihi Ders Kitabı Cevapları Meb Yayınları Sayfa 110

“12. Sınıf İnkılap Tarihi Ders Kitabı Cevapları Sayfa 110 Meb Yayınları” ulaşabilmek ve dersinizi kolayca yapabilmek için aşağıdaki yayınımızı mutlaka inceleyiniz.

12. Sınıf İnkılap Tarihi Ders Kitabı Cevapları Meb Yayınları Sayfa 110

3.2.2. Ankara’nın Başkent Olması (13 Ekim 1923)

Anadolu’nun ortasında ve cephelere yakın bir şehir olan Ankara (Görsel 3.3), haberleşme ve ulaşım açısından çok elverişli bir konumdaydı. Bu jeopolitik ve stratejik özellikleri sebebiyle Millî Mücadele’nin merkezi hâline gelmişti. Ankara halkının Heyet-i Temsiliyeye gösterdiği sıcak ilgi ve Millî Mücadele’ye verdiği destek ise Mustafa Kemal Paşa’nın dikkatini çekmişti.

Millî Mücadele’nin zaferle sonuçlanması ve saltanatın kaldırılmasının ardından yeni devletin başkentinin neresi olacağı yüksek sesle konuşulmaya başlandı. Bazı mebuslar başkentin İstanbul olması yönünde görüş bildirdi. Ancak TBMM’nin Ankara’da olması bu şehri yeni devletin fiilî başkenti yaptı. 13 Ekim 1923’te “Türkiye Devleti’nin başkenti Ankara’dır.” hükmü tek maddelik bir kanunla kabul edildi.

Ankara’nın başkent oluşuyla yeni bir devlet inşa etme sürecinde önemli bir adım daha atıldı. Ülke yönetimiyle ilgili siyasi ve ekonomik kararlar artık Millî Mücadele’nin sembol şehri başkent Ankara’dan alınacaktı. Ankara, kısa sürede kültür ve sanat faaliyetleriyle de ülkenin merkezi hâline geldi. Başkentin kıyı ve sınır bölgelerinden uzaklaştırılması muhtemel güvenlik açığı sorununu çözdü. Bazı Avrupa devletlerinin Ankara’da büyükelçilik açma konusundaki isteksizliğine karşın Türkiye Cumhuriyeti’nin kararlı duruşu sayesinde bu direnç kırıldı, yeni devletin dış politikadaki otoritesi güçlendi. Ankara’nın başkent oluşu cumhuriyetçilik ve inkılapçılık ilkeleriyle ilişkilidir.

3.2.3. Cumhuriyet’in İlanı (29 Ekim 1923)

Mustafa Kemal (Görsel 3.4), Millî Mücadele’nin hazırlık döneminde “Milletin bağımsızlığını, milletin azim ve kararı kurtaracaktır.” inancını taşımış ve kesin zafer kazanıldıktan sonra devletin yönetim şeklinin değişeceği sinyalini vermişti. 23 Nisan 1920’de BMM’de “BMM’nin üstünde bir güç yoktur.” ilkesiyle millî egemenliğe yine vurgu yapmış, kamuoyunu cumhuriyet fikrine hazırlamaya çalışmıştı.

1921 Anayasası’ndaki “Egemenlik kayıtsız ve şartsız milletindir.” kararı ve saltanatın kaldırılması, cumhuriyete giden yolda atılmış önemli adımlardı. 24 Temmuz 1923’te Lozan Barış Antlaşması imzalandı, 13 Ekim 1923’te Ankara yeni devletin başkenti oldu. Bundan sonra mevcut rejimin isminin konması ve yeni devletin başkanının seçilmesi gerekiyordu.

Bu dönemde TBMM içinde bazı fikir ayrılıkları ve “hükûmet buhranı” olarak adlandırılan siyasi bir kriz yaşanıyordu. Krizi firsata çeviren Mustafa Kemal, 28 Ekim akşamı yakın arkadaşlarıyla bir toplantı yaparak Cumhuriyet’i ilan etme düşüncesinden bahsetti. 29 Ekim’de TBMM’ye sunulan “Türkiye Devleti’nin yönetim şekli cumhuriyettir, Türkiye Devleti, Büyük Millet Meclisi tarafından idare olunur.” ifadelerini içeren tasarı Mecliste kabul gördü ve 29 Ekim 1923’te Cumhuriyet resmen ilan edildi. Böylece rejimin ve devletin adı belirlenmiş oldu.

Cumhuriyet’in ilanı sonrasında TBMM’de yapılan seçimle Mustafa Kemal Türkiye Cumhuriyeti’nin ilk cumhurbaşkanı, İsmet Paşa ilk başbakanı, Fethi Okyar ise ilk meclis başkanı oldu. “Meclis hükümeti” sisteminden kabine sistemine geçildi, böylece hükümet buhranı da sona erdi.

  • CevapBu sayfada soru bulunmamaktadır.

12. Sınıf Meb Yayınları İnkılap Tarihi ve Atatürkçülük Ders Kitabı Sayfa 110 ile ilgili aşağıda bulunan emojileri kullanarak duygularınızı belirtebilir aynı zamanda sosyal medyada paylaşarak bizlere katkıda bulunabilirsiniz.

Tarih Kitabı Cevapları
🙂 BU İÇERİĞE EMOJİYLE TEPKİ VER, PAYLAŞ!
0
happy
0
clap
0
love
0
confused
0
sad
0
unlike
0
angry

Yorum Yap

**Yorumun incelendikten sonra yayımlanacak!