Kitap Cevapları TIKLA
Soru Sor TIKLA

10. Sınıf Tarih Ders Kitabı Cevapları Ata Yayıncılık Sayfa 62

“10. Sınıf Tarih Ders Kitabı Cevapları Sayfa 62 Ata Yayınları” ulaşabilmek ve dersinizi kolayca yapabilmek için aşağıdaki yayınımızı mutlaka inceleyiniz.

10. Sınıf Tarih Ders Kitabı Cevapları Ata Yayınları Sayfa 62

2.3.2. Rumeli’de Hâkimiyet Kurulması

1353’ten itibaren Rumeli’ye geçen Osmanlılar, yaklaşık bir asır içinde bölgede hâkim güç hâline geldi. Osmanlı Devleti’nin Anadolu’ya nispeten Rumeli’de daha hızlı hâkimiyet kurmasında, Balkanlardaki yerli unsurlar arasındaki siyasi, mezhebî ve sosyal iç çekişmelerin etkisi oldu.

XIV. yüzyılın başlarında Bizans’ın Balkanlar üzerindeki hâkimiyeti sona ermişti. Balkanlarda bağımsız konumda olan Bulgar ve Sırp krallıkları, Arnavutluk, Bosna, Hersek, Eflâk ve Boğdan beylikleri arasında sürekli siyasi çekişmeler yaşanıyordu. Bunların içerisinde en güçlü olanı Sırp Krallığıydı.

Balkanlarda siyasi çekişmelerin yanında, yıllardır süregelen mezhep kavgaları da söz konusuydu. Sırp ve Bulgarlar Ortodoks, Bosna ve Hersekliler Bogomil, Hırvatlar ise Katolik mezhebine mensuplardı. Katolik olan Macarlar ise kendileri ile aynı mezhepten olmayan Ortodoks Hristiyanlara mezhep değiştirmeleri için baskı uyguluyordu. Bu yüzden bölgede sık sık mezhep çatışmaları yaşanıyordu. Ayrıca şehirlerin yöneticileri olan voyvodalar, halka sürekli baskı yapıp onları ağır vergiler altında eziyorlardı. Bu durum Balkan uluslarının adaletli bir yönetim anlayışına sahip Osmanlı Devleti’ne tabi olmalarını kolaylaştırdı ve bu sayede bölge yaklaşık üç asır boyunca rahat ve huzura kavuştu.

Osmanlı Devleti’nin Rumeli’de kalıcı olmasında istimâlet politikasının payı büyüktür. İstimâlet politikasının temel amacı fethedilen bölgelerdeki insanların inanç ve özgürlüklerine karışmayarak devlete olan bağlılıklarını güçlendirmektir.

Yorumlayalım

OSMANLI’NIN FARKLI İNANÇLARA BAKIŞI

Osmanlı idaresinde yaşayan ve büyük ekseriyeti Ortodoks mezhebinden Hristiyan olan ahali, tam bir medeni hürriyet içinde hayatlarını devam ettirmiştir. Öyle ki Hristiyanlar kendi aralarındaki her türlü davaya bile kilise mahkemelerinde bakarlardı. Savaş hâlindeyken Hristiyan topraklarından geçen Türk askerlerinin halkı herhangi bir şekilde rahatsız etmesinin tek cezası idamdı. Dinî hiçbir baskı yapılmazdı. Dinî baskı İslam dini tarafından yasaklandığı gibi, Türklerin binlerce yıllık gelenek ve karakterine de uygun değildi. Bu suretle bugün İspanya’da tek bir Arap, Ukrayna’da bir tek Türk kalmadığı hâlde, Balkanlarda yaşayan milletler 500 yıllık Türk hâkimiyeti boyunca Osmanlı’nın uyguladığı sosyal ve ekonomik politikalar (vergi adaleti gibi) sayesinde rahat ve huzurlu bir şekilde yaşamış, din ve geleneklerini aynen korumuşlardır. Bütün bunlardan dolayı Balkan milletleri, Türklerin bölgeye gelmesini memnuniyetle karşılamışlardır.

AVRUPALILARIN FARKLI İNANÇLARA BAKIŞI

Osmanlı Devleti’nin istimâlet anlayışına dayalı bir politika izlediği aynı dönemde Avrupa ülkeleri ise farklı inanca sahip olan insanlara her türlü baskı ve yıldırma politikası izliyorlardı. Orta Çağ Avrupa’sında hayatın zirvesinde kilise bulunmaktaydı. Kilise, bütün dünyaya hâkim olmak ve hiçbir hoşgörü tanımadan insanlık hayatını avucunun içinde bulundurmak iddiasındaydı. Bu yüzden Katolik Kilisesi’nin öğretilerine karşı gelenler ya da sorgulayanlar engizisyon mahkemelerinde acımasız bir şekilde cezalandırılırdı… Farklı dinlere mensup olanların ise neredeyse yaşama şansları yoktu. Örneğin İspanya’da hüküm süren Beni Ahmer Devleti (1232-1492) bünyesinde Müslüman, Yahudi ve Hristiyanlar huzur içinde yaşıyorlardı… Ancak İspanya’da zamanla güçlenen Aragon Krallığı, 1492’de Beni Ahmer Devleti’nin siyasi varlığına son vermekle kalmadı, bölgedeki Müslüman ve Yahudileri katlederek bölgedeki İslam kültür ve medeniyetine ait birçok eseri de yakıp yıktı…

Osmanlı Devleti’nin ve Avrupalı devletlerin farklı dinlere ve kültürlere yaklaşımlarını mukayese ederek her iki taraf açısından değerlendiriniz.

  • Cevap: Osmanlı Devleti, istimâlet politikası ve dinî hoşgörü ile farklı inanç ve kültürlere sahip toplulukların haklarını korumuş, onlara kendi iç hukuk sistemlerini uygulama olanağı tanımıştır. Avrupa’da ise aynı dönemlerde, kilisenin baskın etkisi altında, farklı inançlara sahip gruplar üzerinde baskı kurulmuş ve engizisyon mahkemeleri gibi acımasız uygulamalarla toplumsal yeknesaklık hedeflenmiştir.

10. Sınıf Ata Yayıncılık Tarih Ders Kitabı Sayfa 62 ile ilgili aşağıda bulunan emojileri kullanarak duygularınızı belirtebilir aynı zamanda sosyal medyada paylaşarak bizlere katkıda bulunabilirsiniz.

Tarih Kitabı Cevapları
🙂 BU İÇERİĞE EMOJİYLE TEPKİ VER, PAYLAŞ!
0
happy
0
clap
0
love
0
confused
0
sad
0
unlike
0
angry

Yorum Yap

**Yorumun incelendikten sonra yayımlanacak!