8. Sınıf Dersdestek Yayınları İnkılap Ders Kitabı Sayfa 183-184-185 Cevapları‘na ulaşabilmek ve dersinizi kolayca yapabilmek için aşağıdaki yayınımızı mutlaka inceleyiniz.
8. Sınıf İnkılap Ders Kitabı Cevapları Dersdestek Yayınları Sayfa 183-184-185
[syf]8. Sınıf İnkılap Ders Kitabı Cevapları Dersdestek Yayınları Çözümleri Sayfa 183[/syf]Türkiye, tarafsızlık politikası izlemesine rağmen dünya kamuoyunu yakından takip ediyor ve savaş sonrasında kurulacak uluslararası sistemin dışında kalmak istemiyordu. Bu nedenle Yalta Konferansı’nda alınan karara uyarak 23 Şubat 1945’te Almanya ve Japonya’ya savaş ilan etti. Böylece Birleşmiş Milletler Teşkilatının kurucu üyeleri arasında yer almaya hak kazandı.
Ülkemizin II. Dünya Savaşı’na resmen katıldığı günlerde Müttefikler İtalya ve Almanya’yı teslim alarak Avrupa’da savaşı bitirdiler. Bunu 2 Eylül 1945’te Japonya’nın savaştan çekilmesi izledi. Böylece II. Dünya Savaşı Türkiye’nin fiilen katılmasına gerek kalmadan sona ermiş oldu.
Türkiye’nin II. Dünya Savaşına girmeme yönündeki politikasını doğru buluyor musunuz? Neden?
- Cevap: Doğru buluyorum. Çünkü yüzyıllardır savaşan Anadolu insanı fakirlikten bıkmıştır. Bu savaşa girilseydi yine çocuklar babasız kalacak, açlıkla mücadele etmek zorunda kalacaklardı. Bu da ülkemizin fakirleşmesine ve zayıf düşmesine neden olacaktı. O yüzden iyi ki girilmemiş diyorum.
II. Dünya Savaşı’nın başlamasıyla birlikte alınan güvenlik önlemleri nedeni ile sanayi ve tarım üretimimiz düşerken dış ticaretimiz geriledi. Yıllık sanayi üretimi 1940-45 döneminde ortalama %5,6; tarımsal gelir %7,2; millî gelir ise %6,3 azaldı.
Savaş yıllarında üretimin azalmasıyla birlikte temel tüketim maddelerinin fiyatları arttı. Bu da stoklama ve karaborsa gibi haksız kazanç yöntemlerinin yaygınlaşmasına yol açtı. Devlet ekonomideki olumsuzlukları azaltmak amacıyla 1940 yılında ekonomide devlete olağanüstü yetkiler veren Millî Korunma Kanunu’nu çıkardı (Görsel 7.13). Söz konusu kanun ile üretim, tüketim ve dağıtım faaliyetleri devlet denetimine alındı. Narh uygulamasına geçilerek temel tüketim maddelerinin fiyatları devlet tarafından belirlenmeye başlandı. Ayrıca devlete üretimi aksatan işletmelere el koyabilme yetkisi verildi.
Türkiye, savaşın getirdiği ekonomik sıkıntıları aşabilmek için başka önlemler de aldı. Varlık Vergisi ve Toprak Mahsulleri Vergisi Kanunlarını çıkararak artan savunma giderlerini karşılamaya çalıştı. Böylece savaşın başlamasıyla birlikte bir tür savaş ekonomisine geçmiş oldu.
Türkiye’de II. Dünya Savaşı sırasında yaşanan ekonomik sıkıntıların siyasi alanda ortaya çıkarabileceği sonuçlar neler olabilir?
- Cevap: Bu ekonomik sıkıntılar bizim ülkemizin siyasi olarak yanlış tarafta yer almasıyla sonuçlanabilirdi. Bu da savaşın yıkımının bizim topraklara kadar gelmesine halkın yoksullaşmasına, belki de yeniden işgal ile karşılaşmasına neden olabilecekti.
Aşağıda II. Dünya Savaşı’nın sürdüğü 1942 yılından itibaren büyük şehirlerde başlatılan karne uygulaması anlatılmaktadır. Metni okuyunuz ve soruları cevaplayınız.
Ekmek Karneye Bağlandı
14 Ocak’ta İstanbul’da, 17 Ocak’ta Ankara’da, 22 Ocak’ta İzmir’de ekmeğin karneyle dağıtımına başlandı. Bunları diğer büyük şehirlerdeki karne uygulamaları izledi. Kişi başına günlük ekmek hakkı 7 yaşına kadar olan çocuklar için 187,5 gram, 7 yaşından büyükler için 375 gram, ağır işçiler için 750 gram olarak belirlendi. Aile reislerinden alınan beyannamelere göre herkese, adına düzenlenmiş bir ekmek karnesi verildi.
Aylık olarak düzenlenen bu karnelerdeki fişler bir günlük ihtiyaca karşılık düşülüyor, gününde kullanılmayan fişler ertesi gün için geçerli olmuyordu. Ellerinde ekmek karnesi bulunanlar günlük haklarını diledikleri fırından veya dağıtım yerlerinden alabiliyorlardı. Karne uygulamasındaki amaç buğday üretimindeki düşüş nedeniyle ekmek tüketimini denetim altına almak, bazı kişilerin ihtiyaçlarından fazla ekmek almaları dolayısıyla ortaya çıkabilecek sıkıntıları önlemekti. Günlük ekmek hakkı (7 yaşından büyükler için) nisanda 175 grama, mayısta İstanbul’da 150 grama düşürüldü; haziranda 300 gram olarak belirlendi. Bu uygulama uzun bir süre devam ettikten sonra eylül 1944’te yeniden 375 grama, ocak 1945’te 450 grama yükseltildi.
Doç. Dr. Fatih TUĞLUOĞLU, tarihçi, Tek Parti Döneminde Hükümet Memur Dayanışması.
Ekmeğin karneye bağlanmasının II. Dünya Savaşı ile nasıl bir ilgisi olabilir?
- Cevap: Çünkü bu savaşta bütün dünya ekonomik kriz içindeydi. Tahıl bulunamıyordu. Bu da zor zamanlarda olan hükümetlerin ekmeği karneyle dağıtmalarına neden oluyordu. Bu nedenle savaşın zorlu şartlarını gördüğümüzü söyleyebiliriz.
Ekmeğin karne ile satılmasından yola çıkarak ülkemizin II. Dünya Savaşı yıllarındaki durumu hakkında neler söyleyebilirsiniz?
- Cevap: Ekonomik olarak bir darboğazda olduğunu görürüz. Üretimin sıkıntılı olmamasına rağmen ne yazık ki dışardan gelebilecek enerji ürünlerinde sıkıntılar olduğundan büyük bir darboğaz yaşandı. Bir de bununla beraber devlet ne olur ne olmaz diye stok yaptığı önlem aldığı için ekmek bile karne ile satılmaktaydı.
Kişi başına düşen günlük ekmek miktarının sürekli olarak değişmesinin nedenleri neler olabilir?
- Cevap: Bence tahıl üretiminin çokluğuna ya da azlığına göre değişim gösterdiğini düşünmekteyim. Çünkü tahılın fazla olduğu zamanlarda gramaj artarken az olduğu zamanlarda gramaj azalmaktadır.
Günlük ekmek miktarındaki değişime bakarak savaşın gidişatı konusunda hangi çıkarımlarda bulunabilirsiniz?
- Cevap: Savaşın kışın çok daha sert şekilde geçtiği, yaza doğru ise şiddetini azalttığını görürüz. Bundan dolayı da savaşın gidişatının yazın sonlarına doğru daha da azalacağını söyleyebiliriz.
8. Sınıf İnkılap Ders Kitabı Çözümleri Dersdestek Yayınları Sayfa 183-184-185 ile ilgili aşağıda bulunan emojileri kullanarak duygularınızı belirtebilir aynı zamanda sosyal medyada paylaşarak bizlere katkıda bulunabilirsiniz.
Yorum Yap