“10. Sınıf Tarih Ders Kitabı Cevapları Sayfa 173 Ata Yayınları” ulaşabilmek ve dersinizi kolayca yapabilmek için aşağıdaki yayınımızı mutlaka inceleyiniz.
10. Sınıf Tarih Ders Kitabı Cevapları Ata Yayınları Sayfa 173
Osmanlı Devleti’nde Divân ilk olarak Orhan Bey Dönemi’nde kuruldu. I. Murad Dönemi’nde, sınırların genişlemesi ve ülke işlerinin artmasına bağlı olarak Divân-ı Hümâyun da genişletildi. Örneğin vezir sayısı birden üçe çıkarıldı, birinci vezire “vezir-i âzam” dendi, diğer Divân üyelerinin de yetki ve sorumlulukları artırıldı. Divân, Fatih Dönemi’ne kadar hemen hemen her gün toplanırdı. Divân toplantılarına ise genelde padişah başkanlık ederdi. Fatih Dönemi’nden itibaren ise Divân toplantıları haftada dört güne indi. Bunun iki günü de arz günü olarak kabul edildi. Yine bu dönemden itibaren Divân’a vezir-i âzamlar başkanlık etti. Padişahlar ise Divân’ın üst tarafında bulunan ve “kafes arkası” denen yerden toplantıları takip etti. Böylece padişahlar Divân’da alınan kararları kontrol altında tuttular
Vezir-i âzam (Sadrazam): Padişahın en büyük yardımcısı ve mutlak vekili idi. Padişahın mührünü de taşır, her türlü hükümet işlemlerini padişah adına onaylayarak resmileştirir idi. Padişah sefere katılmadığı takdirde “Serdar-ı Ekrem” unvanıyla ordunun başında sefere çıkardı. Ayrıca başkentteki düzen ve yönetimden de sorumluydu.
Vezirler: Seyfiye sınıfına mensup olan vezirler Divân’da vezir-i âzamin sağında bulunur, Kubbealtı denen yerde toplanıp kendilerine verilen işlere baktıkları için Kubbe vezirleri olarak da anılırlardı. Kanuni Dönemi’nden itibaren önemli eyaletlere atanan valiler, vezirler arasından seçildi.
Kazasker: Adalet işlerinden sorumluydu. İlmiye sınıfına mensup olduğundan aynı zamanda medrese işlerine bakar, kadı ve müderrislerin de atamalarını yapardı. Taşrada kadıların çözemediği davaları çözmeye çalışırdı. Fatih Dönemi’nden itibaren Anadolu ve Rumeli kazaskeri olarak sayısı ikiye çıkarılmıştı.
Defterdar: Kalemiye sınıfına mensup olan defterdarlar, her türlü mali işlemlerden sorumluydu. Devlet gelirlerinin dış hâzineye teslimi ve bunların harcamaya dönüştürülmesi en önemli görevleriydi. Divân’da iki defterdar bulunurdu. Rumeli defterdarı, başdefterdar olarak Anadolu defterdarından daha geniş yetkilere sahipti. Başdefterdar yatırım, para basımı ile ilgili girişimleri ve hazırladığı bütçeyi önce sadrazama sunar, padişah onayı ile de uygulamaya koyardı.
Nişancı: Divân’dan çıkan her türlü ferman ve berata padişahın tuğrasını çekerdi. Yine fethedilen bölgelerdeki arazileri tapu tahrir defterlerine kaydederdi. Tevkiî ya da Tuğraî olarak da bilinirdi. Kanuni Dönemi’nden itibaren tımar sisteminin düzenlenmesi ve dağıtılması görevi de nişancıya verildi.
Reisülküttap: Kalemiye sınıfına mensup olan reisülküttaplar, Divân-ı Hümâyun’un asli üyesi değillerdi. Ancak Divân kâtiplerinin ve kalemlerinin şefi konumundaydılar. XVII. yüzyıl sonlarına kadar nişancıya tabi olarak görev yaptılar. Reisülküttapların görevleri, Divân’da kabul edilen fermanlara uygun olarak emirleri yazmak, padişah ve vezir-i âzama gelen mektupları tercüme ettirerek bunlara cevaplar hazırlamaktı.
Kaptanıderya: Seyfiye sınıfına mensup olan kaptanıderya, Kanuni Dönemi’nden itibaren Divân’ın asıl üyesi olmuştur. Denizcilik işlerinden sorumlu en büyük komutan sıfatındaydı. Tersaneye ait işlere bakar, donanma ile ilgili çalışmaları yürütürdü.
Yeniçeri Ağası: Askerî konularda gerek görüldüğü zaman Divân’a çağrılırdı. Kapıkulu askerlerinin her türlü sorununu Divân’a iletirdi. Aynı zamanda başkent İstanbul’un da güvenliğinden sorumluydu.
- Cevap: Bu sayfada soru bulunmamaktadır.
10. Sınıf Ata Yayıncılık Tarih Ders Kitabı Sayfa 173 ile ilgili aşağıda bulunan emojileri kullanarak duygularınızı belirtebilir aynı zamanda sosyal medyada paylaşarak bizlere katkıda bulunabilirsiniz.
Yorum Yap