“12. Sınıf İnkılap Tarihi Ders Kitabı Cevapları Sayfa 66 Semih Ofset Sek Yayınları” ulaşabilmek ve dersinizi kolayca yapabilmek için aşağıdaki yayınımızı mutlaka inceleyiniz.
12. Sınıf İnkılap Tarihi Ders Kitabı Cevapları Semih Ofset Sek Yayınları Sayfa 66
Misak-ı Millî ile bölünmez bir bütün kabul edilen Türk vatanının sınırları çizilmiştir. Tam bağımsızlığın sağlanacağı vurgulanmıştır. Erzurum ve Sivas Kongresi’nde alınan kararlar onaylanmıştır. İstiklalin korunması konusunda Türk milletinin kararlılığı belirtilmiştir.
İtilaf Devletleri Misak-ı Millî kararlarının alınmasından sonra İstanbul Hükümeti üzerindeki baskıyı artırdı. Ali Rıza Paşa Hükümeti istifa etti ve Salih Paşa Hükümeti kuruldu. 16 Mart 1920’de İstanbul resmen işgal edildi (Görsel 2.15). Mebusan Meclisi İtilaf Devletleri askerlerince basılarak çok sayıda milletvekili Malta’ya sürüldü. Bu gelişmenin ardından Mebusan Meclisi kapatıldı. İstanbul’un işgalinden sonra Salih Paşa sadrazamlıktan istifa ederken Damat Ferit Paşa yeniden sadrazam oldu. Mustafa Kemal bu durumu Nutuk’ta şu sözlerle açıklamıştır:
Ben, Meclis-i Mebusan’ın, İstanbul’da saldırıya uğrayacağını, dağılacağını, kesin olarak bekliyordum. Böyle bir durum karşısında alınacak tedbiri kararlaştırmıştım. Hazırlığımız ve gerekli düzenlemelerimiz de başlamıştı: Ankara’da toplanmak…
İşte bu görevi yaparken milletçe yanlış anlaşılmaya yol açmamak için, tedbir olarak da bir şey düşünmüştüm: Meclis-i Mebusan Başkanlığına seçilmek. Bundan beklediğim, dağıtılan milletvekillerini Meclis-i Mebusan Başkanı sıfat ve yetkisiyle yeniden davet etmekti.” (Mustafa Kemal Atatürk, Nutuk, s. 248.)
Mustafa Kemal’in Meclistin saldırıya uğrayacağını tahmin etmesi onun hangi özelliğiyle ilgilidir?
- Cevap: Mustafa Kemal’in Meclisteki saldırıyı tahmin etmesi, onun olayları öngörme yeteneği ve stratejik düşünme kabiliyetiyle ilgilidir. Ayrıca Millî Mücadele sürecindeki deneyimleri ve dikkatli analizi, bu tahmindeki etkili faktörlerden biridir.
Etkinlik
Aşağıdaki metni okuyarak metnin altındaki soruları cevaplayınız.
“İşgal, 16 Mart 1920 sabahı yapılmıştı. O gün halkı ürkütmüş olmak fikriyle Köprü’nün Tophane cihetine büyük bir zırhlıyı yanaştırmışlar ve toplarını İstanbul’a karşı çevirmişlerdi. Telgrafhaneler yer yer ele geçirilmiş, lüzumlu yerler işgal altina alınmıştı. Hükümet acz içinde, hiçbir şey yapamamak mevkiinde idi. İstanbul halkı da hayret ve dehşet içinde kalmıştı. Biz bütün mebuslar, gelip çatan bu durum karşısında, toplu bir hâlde, mecliste bulunmayı uygun görmüş, hep oraya toplanmıştık. Fakat ne yapacağını bilmeyen kimseler hâlindeydik. Herkes kara kara düşünüyordu. Nihayet işgal kuvvetleri meclise gelip isimlerini verdikleri birkaç mebusu alıp götürmek istediler. Bunların arasında Rauf (Orbay) Bey de vardı. Rauf Bey’e arkadaşları tarafindan kaçması teklif edilmişti. Fakat kaçmadı ve arkadaşlarına, ‘Ben şimdiye kadar düşmandan kaçmadım.’ cevabını verdi. Aşağıya indi, teslim oldu; götürdüler.” [Hilmi Uran, Meşrutiyet, Tek Parti, Çok Parti Hatıralarım, s.116-117. (Düzenlenmiştir.)]
1. İşgal karşısında halkın, hükümetin ve milletvekillerinin tutumu ne olmuştur?
- Cevap: İşgal karşısında halk korkmuş ve dehşete düşmüş, hükümet çaresiz bir durumdayken, milletvekilleri mecliste toplanmış ama ne yapacaklarını bilememişlerdir.
2. İtilaf Devletlerinin tutumu hangi amaçlarını ortaya koymaktadır?
- Cevap: İtilaf Devletlerinin tutumu İstanbul’u işgal ederek Osmanlı hükümeti üzerinde daha fazla kontrol sağlamak ve Mondros Ateşkes Antlaşması’nın şartlarını dayatmak amacını taşımaktadır.
12. Sınıf Semih Ofset Sek Yayınları İnkılap Tarihi Ders Kitabı Sayfa 66 ile ilgili aşağıda bulunan emojileri kullanarak duygularınızı belirtebilir aynı zamanda sosyal medyada paylaşarak bizlere katkıda bulunabilirsiniz.
Yorum Yap