“12. Sınıf İnkılap Tarihi Ders Kitabı Cevapları Sayfa 147 Semih Ofset Sek Yayınları” ulaşabilmek ve dersinizi kolayca yapabilmek için aşağıdaki yayınımızı mutlaka inceleyiniz.
12. Sınıf İnkılap Tarihi Ders Kitabı Cevapları Semih Ofset Sek Yayınları Sayfa 147
1929’da Türkiye ile Fransa arasında ilişkiler bir Fransız şirketi tarafından işletilen Adana-Mersin Demir Yolu’nun millileştirilmesi olayı nedeniyle gerildi. Fransa, Türk Hükûmeti’nin demir yolunu millileştirme talebine karşı çıktı. Anlaşmazlık kısa zamanda büyüdü. Ancak Türkiye’nin kararlı tutumu karşısında Fransa anlaşma yapmayı kabul ederek demir yolunu Türkiye’ye devretti. Türkiye ile Fransa arasında yaşanan diğer bir sorun, Osmanlı Devleti’nin borçlarının ödenmesi konusunda oldu. Fransa Osmanlı Devleti’nden en çok alacağı olan devletti. Fransa ile Türkiye arasında 13 Haziran 1928’de Paris’te antlaşmaya varıldı. Osmanlı Devleti’nin borçları en büyük payı Türkiye’nin ödemesi şartıyla Osmanlı’dan ayrılan devletler arasında paylaştırıldı. Buna göre ödemeler 1929’da başlayacaktı ancak Dünya Ekonomik Bunalımı’nın başlamasıyla Türkiye ödeme yapmakta zorlanmaya başladı ve 1933’te Paris’te yeni bir antlaşma yapıldı. Türkiye’nin ödeyeceği borç miktarı azaltılırken taksitlerin vadesi uzatıldı. Türkiye 1954’e kadar ödemelerini tamamladı.
Fransa ile yaşanan sorunlardan biri de Hatay’ın durumu idi. Hatay Ankara Antlaşması ile Fransa mandası altındaki Suriye’ye bırakılmıştı. Fransa’nın Suriye’den çekilme kararı almasıyla Türkiye Hatay’ın ana vatana katılması konusunda kararlı bir tutum izleyerek Türkiye’nin bir ili olmasını sağladı.
3. Türkiye-İngiltere İlişkileri
Türkiye ile İngiltere arasında en önemli sorun, Musul’un durumu ve Türkiye-lrak sınırının belirlenmesi konusunda ortaya çıktı. Lozan Konferansımda Musul’un durumu ile ilgili uzun görüşmeler yapılmıştı. İngiltere zengin petrol yataklarına sahip Musul ve çevresini bırakmak istemiyordu. İngilizler bölgenin coğrafi ve etnik bakımdan kendi manda yönetimi altındaki Irak’a ait olduğunu, bölgede Arapların çoğunlukta olduğunu hatta Hakkâri’nin de Irak’a bırakılması gerektiğini ifade ettiler. Türkiye ise Musul’un Mondros Ateşkes Antlaşması’nın imzalanmasından sonra haksız olarak işgal edildiğini, Misak-ı Millî sınırları içinde yer alan bölgede nüfusun çoğunluğunu Türklerin oluşturduğunu belirtti. Türkiye ayrıca bölgede halk oylaması yapılması gerektiğini savundu (Görsel 4.5).
Lozan Konferansı’nda çözüme kavuşturulamayan konunun Türkiye ile İngiltere arasında yapılacak görüşmelerle çözümlenmesi, çözümlenemezse Milletler Cemiyetine gidilmesi kararlaştırıldı. Ancak 19 Mayıs 1924’te İstanbul’da toplanan Haliç Konferansı’nda yapılan görüşmelerde sonuç alınamadı ve Milletler Cemiyeti Türkiye’nin Musul’da halk oylaması talebini kabul etmeyerek bölgenin Irak’a bırakılması kararını aldı (16 Aralık 1925). Bu süreçte İngiltere’nin doğuda çıkan bir isyanı da desteklemesi Türkiye’nin elini zayıflattı ve Türkiye Milletler Cemiyetinin aldığı karara uyarak 5 Haziran 1926’da imzalanan Ankara Antlaşması’yla Musul’u ve Kerkük’ü İngiltere’nin mandası altındaki Irak’a bıraktı. Musul Irak’a bırakılarak Misak-ı Millî’den taviz verildi. Antlaşmaya göre Irak Hükümetinin Musul petrol gelirlerinden alacağı verginin %10’u 25 yıl süreyle Türkiye’ye verilecekti. Türkiye 1931’den 1950’ye kadar söz konusu petrol gelirinden hissesine düşen payı Irak’tan aldı.
Ülkemizin günümüzde diğer ülkelerle ilişkileri hakkında daha ayrıntılı bilgi için…adresini ziyaret edebilirsiniz.
- Cevap: Türkiye-İngiltere ilişkilerindeki en önemli sorun Musul’un durumu ve sınırın belirlenmesiydi. İngiltere Musul’un Irak’a ait olduğunu savundu, Türkiye ise Musul’un Türk nüfusunun bulunduğu bir bölge olduğunu iddia etti. Türkiye sonunda Musul’u İngiltere’nin mandası altındaki Irak’a bıraktı.
12. Sınıf Semih Ofset Sek Yayınları İnkılap Tarihi Ders Kitabı Sayfa 147 ile ilgili aşağıda bulunan emojileri kullanarak duygularınızı belirtebilir aynı zamanda sosyal medyada paylaşarak bizlere katkıda bulunabilirsiniz.
Yorum Yap